Kişi veya kurumlar haklı olabilirler.
Kurumun Başındaki de görevini yapıyor olabilir.
Biz burada kim haklı, kim haksız onu yazmıyoruz.
Konu hakkında Devlet Büyüklerimizin ve yetkilerin bir çözüm bulması için yazıyoruz.
İŞTE KONU..
Şubat 2008 sonunda, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin emrindeki, Silifkeli Er İbrahim Okur, yapılan operasyonlarda şehit olmuştu.
Orada koca kayanın dibinde, taşlar üst üste konarak bir duvar örülmüş.
Üzerinde kara çul örtülmüş bir ev…
Doğusunda ağaçtan harım içerisinde bir bölme…
Kova, ardıç, çam ve diğer ağaçlar aynen duruyor.
Keçi gübresinden gıdasını aldığı için, emsallerine göre oldukça büyükler. Ağacı kesmemişler, ormanla, hayvanla, İnsan olarak kardeşçe yaşamışlar..
Ailenin gururlu ama fakir olduğu belli oluyor.
Elektiriği, suyu, yolu, telefonu, yeşil kartı olmayan, devletten hiç hizmet alamayan şehit babası Hasan Okur; “Benim oğlum bugün vatan şehididir”. demişti…
Ya sonra; Orman kurumu 500 yıllık yurda .
Burası Orman boşaltın diyormuş…
Devlet istediği zaman askere giden, canını veren.
Geri zamanda da şehirliyi ürettikleriyle doyuran verği veren Yörüklerinde dertlerine dert eklenmektedir…
Derdlerine Adaletli çare bekliyenler hep vardır bu topraklarda.
Yıllar sonra, ya bu gün; şehit ailelerinden haberi olan var mı?, acılarını paylaşan var mı?, vatana evlat, baba, eş, verenler ülkemizde mutlu mu? İtibar, saygı, hürmet görüyorlar mı? devletten, milletten dertleri var mı dır?
Ülkenin en ağır külfetini çekenlerin nimetlerden haberi var mı?
YOKSA UNUTULDULAR MI?
(Haber ve Resim-Ramazan Kıvrak)