Biz nasıl milletiz. Millet olmak kolay mı? Zordur millet olmak, ayakta kalmakta bir başka tarafı. Bu millet Kurtuluş Savaşı’nda nice kahramanlar görmüştür.
Kimisi Mehmet, Fatma, kimisi onbaşı çavuştur. Kahraman olmak için makam değil, vatan millet sevgisi gerekir. Bu kahramanların içinde çok zikredilmese de Müftüler ve imamlarda vardır. Mustafa Kemal Paşa Samsuna ilk çıktığında onu karşılayan kişi belediye meclis üyesi de olan din görevlisi imam hacı molladır. Havza ya geçen Atatürk’ü, Hacı Mustafa isimli bir imam karşılamıştır.
Atatürk Amasya’ya geldiğinde Amasya Müftüsü Hacı Tevfik Efendi, Paşa’ya “Hoş geldin paşam” diyerek sarılmış ve ona “Gazamız mübarek olsun, emrinizdeyiz Paşam dediğinde, Atatürk’ün ve bütün heyetin gözlerini yaşartmıştır. Ahmet Hulusi Efendi, Şevki Efendi, Abdurrauf Efendi ve daha ismini sayamadığımız birçok din görevlisi, Millî Mücadelenin isimsiz kahramanlarıdır. Urfa’nın Şanlı, Antep’in Gazi, Maraş’ın Kahraman olmasında fitili ateşleyen hep din adamlarıdır. Çünkü din adamları vatanı sevmenin önemini Âlemlerin Efendisinden öğrenmiştir.
Onlar, vatan sevgisinin imanın bir parçası olduğunu bilirler. Isparta’da Hafız İbrahim Efendi Demiralay, Afyon’da Hoca Şükrü Efendi Çelikalay adında, gönüllülerden oluşan iki alay kurmuşlardır. Bu iki din adamı, Isparta ve Afyon’da eşsiz bir direniş göstermişlerdir. İlk Mecliste Vekil sayısı 337 iken 32 din görevlisi Milletvekili olarak bulunmuştur. İzmir Valisi toplantı yapıp şehri yunana teslim edeceğini söylediğinde, İzmir Müftüsü Rahmetullah efendi “Vali Bey…
Bu sakalım kanunla kazınabilir, ama bu alnıma işgalciyi selamlamanın kara lekesini sürerek Allah’ın huzuruna çıkamam” deyip, toplantıyı terk etmiş, işgal öncesi düzenlenen mitingde halka şöyle seslenmiştir: “Kardeşlerim…
Ciğerlerinizde bir soluk nefes, damarlarınızda bir damla kan kaldıkça, vatanımızı düşmanlara teslim etmeyeceğinize Kuran’a el basarak benimle birlikte yemin edin…
Diyen kahraman din adamları vardır. Unutmayalım ki, Bir milletin Manevi dinamikleri dün olduğu gibi, bugün var yarında olacaktır.
BİR HADİS.. Allah-u Teâlâ ilmi size ihsan buyurduktan sonra (hafızanızdan) zorla çekip almaz. Lâkin âlimleri ilimleri ile beraber cemiyetin içinden alır, ruhlarını kabzeder, artık kara cahil bir zümre kalır. Halk bunlardan dini ihtiyaçlarını sorarlar. Onlar da (ayet, hadis) gözetmeden kendi düşünce ve arzularına göre fetva verip hem kendileri saparlar, hem de başkalarını saptırırlar.” buyuruyor.(Buhari)
(Mehmet Özler)