Aracınızı dikkatli kullanacaksınız. Ona gözünüz gibi bakacak ve koruyacaksınız.

Yolda güvenliğinizi alacak, dikkatli hareket edecek, trafik kurallarına uyacaksınız. Dış etkenlere karşı da her an temkinli olarak sürücülük yapacaksınız. Aracınızda eksik belge ve malzeme olmayacak. Yolda yolakta kalmayacaksınız…

Ani manevra ile aracınızın takla atmasının önüne geçeceksiniz. Şarampole yuvarlanmayacaksınız.

Bütün bunlar trafiğin kuralları ve istekleri. Yani doğru istekler, yapılması gerekenler. Uymaz iseniz başınızı derde sokacak isteklerdir.

Siyasette de ani manevra yapmayacaksınız. Karşınızdakileri salak, enayi yerine koymayacaksınız. Kendinizi de çok akıllı sanmayacaksınız.

Yapar iseniz elinde kalan ‘elde var sıfır’ olur.

İktidar partisinin yöneticisi iseniz, söz sahibi iseniz iki kere düşünüp yalan ve yanlış içinde olmayacaksınız. Ani manevra ile ‘ÇARK’ yani ‘U DÖNÜŞÜ’ yapmayacaksınız. Yapar iseniz de karşınıza çıkarıp yüzünüze çarpanlara karşı önceden temkinli olacaksınız.

Gördüğüm odur ki son bir yıldır siyaseten hiçbir beklentisi olmadığını değişik zeminlerde dile getirenler son günlerde resmen ‘ÇARK’ etmeye başladılar. Adeta ‘U DÖNÜŞÜ’ yaparak dün konuştuklarını yediler, yuttular.

Karşılarındakileri de enayi yerine koyarak.

Benim bunlara bozulduğumdan daha çok kendi partilileri bozulmak durumundalar aslında. Biz dışarıdan gördüğümüzü yazmakla, okuyucularımıza iletmekle görevliyiz. Onlar ise bu dönüşleri, çarkları bizatihi kendileri yaşıyorlar.

Hiçbir yere aday olmadıklarını söyleyenler bugünlerde Ankara’dan beri gelmiyorlar.

Büyükşehir adayı olmayı düşünür iken ilçelere fit olanları mı ararsınız, ilçelerde belediye meclis üyesi olmak için Ankara’da genel merkezin önünde günlük fotoğraf çektirenleri mi ararsınız.

Adaylık için fotoğraf çektirip lacivertleri çekenleri mi ararsınız.

İşin özünde bu kadar ani manevra yapanları da bunca yıldır siyaset yazan birisi olarak görmemiştim. Duymamıştım…

Adamcağız aday adayı olduğunu saklayacak kadar cesaretsiz…

Bir de bunların belediye başkanı olduklarını düşünüyor musunuz?

Şahsen ben düşünemiyorum.

Vay memleketin başına geleceklere…