Soylu hakkında son günlerde çok şey yazıldı.
Konu neydi?
Geçen günlerde, Cuma akşamı sokağa çıkma yasağı ilan edildi ya.
Yasak saati hakkında, çok ama çok şey söylendi ve yazıldı.
Hedef isim burada, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu idi.
*
Eleştirildi, şöyle yapsaydı, böyle yapsaydı.
Yapmadı, yapamadı, olmadı, ne yapması gerekirdi?
Ben hatamı kabul ediyorum dedi ve istifa etti.
İyimi yaptı?
Sizce ne yapmalıydı?
Bence iyi yaptı, neden mi?
Türkiye’de şu kültür oluşması lazım bir yerde bir hata varsa hata yapan, hatasını anlayacak, istifa ederek bir başka iyi yapacak kişinin önünü açacak.
Ama burada şunu da hemen belirtelim ki; acaba bu kararı sadece Bakan Soylu mu vermişti.
Hakikaten tek suçlu sayın Soylu muydu?
*
Yazıyoruz, çiziyoruz, geziyoruz, dinliyoruz.
Bir şeyler yazarken de toplumu ve vatandaşları da dinliyor ve takip ediyoruz.
Şunu söyleyeyim ki, Bakan Soylu’nun istifa haberi ile Cumhurbaşkanlığı iletişim daire başkanlığından gelen istifa kabul edilmedi haberine kadar nemi oldu?
Sayın Soylu’ya bu iki saat arasında, parti tabanı, vatandaşlar, şehit aileleri ve daha niceleri..
Kendi Facebook ve Twitter hesaplarından sahip çıktı. Watsaap gruplarından ki yazışmalar, bize gelen sorular, ne olacak sayın bakan geri dönecek mi, Sayın Cumhurbaşkanı bu istifayı kabul eder mi?
Şu bir gerçek ortaya çıktı ki; Soylu’yu, vatandaş, taban seviyor, Çünkü gönüllerde yer bırakmış. Bunları gördük takip ettik ve şimdi yazıyoruz.
*
Soylu ne dedi?
“Eleştirileri aldım kabul ettim..
Hatta hakaretleri de..” Evet, saygısızca yazılar da yazılmıştı hakkında.
Yani ne demek istiyordu Sayın Soylu,
Biraz ne olacaksa olsun, birazda başa gelen çekilir.
Bu karara baktığımız zaman önü ve arkası pek hesap edilmeden alınmış bir karar gibiydi. Ama buna rağmen şu iddialar yani istifadan Sayın Cumhurbaşkanı’nın haberi vardı.
Ne diyor Soylu istifasında; “Cumhurbaşkanım beni bağışlasın, onurla yürüttüğüm içişleri bakanlığı görevimden istifa ediyorum”
Ne anlıyorsunuz bu yazıdan?
Kalın sağlıcakla, selam ve dua ile…
(Mehmet Özler yazdı)