Biz bir yola çıktık, Bu yolda, torunda var dedede, gençte var yaşlıda.
Torunlar,ey gençler,
Bu yolda dedelerle beraber yürüyeceğiz..
Ailenize iyi sarılın, Arkadaşlarınızı iyi seçin, Bilgini, birikimini harmanladıgın zaman, 21 yaşında Fatih, 25 yaşında Kanuni ve 24 yaşında devlet kuran Osman Gazi olursun.
Gençler, bu ülkenin şahlanışını ve yükselişini siz yapacaksınız.
Size emretmiyoruz, size dikte etmiyoruz ama gelin genç ve yaşlı çalışmasına ortak olun.
Ey Yaşlılar;
Sizler; bilğesiniz, Hürmet makamısınız, sizin her biriniz, hayat denen o zor ve meşakkatli yolculuğun bilğesisiniz.
Yaşlılarımızı hayatımızdan çıkaramayız..
Çünkü aile büyüklerinin olmadığı bir evde çocuklara bilgeliği kim yapacak.
Dedeler ve torunlar,
Köklü bir çınarın meyvesi gibidir.Bize gençte lazım, Onun yanında dede’ de.
*
Ey genç kardeşim,
Bana bir şey olmaz deyip sokakta çok gezme, ortalıkta korona virüsü var.
Sonra ailene, dedene ve kendine yazık edersin.
Ey dedem, sende kurallara uy sokağa çıkma ..
Çünkü sen, torunun, ailen ve bu millet için lazımsın, sen bilgesin.
*
Ey genç, bu yazıyı dedenle beraber okur musun?
İşte hikâye,”50 yaş üstündeki herkesi öldürün” Sultan’ın Emridir.Tüm diyardaki 50 yaş üstündekiler toplanacak ve infaz edilecektir.
Gençlerden biri, babasını samanlıkların altına özel yaptırdıkları sığınağa saklar.
Diyardaki tüm 50 yaş üstündekiler toplatılır ve infaz edilir.
Sultan uyanıktır.
Bakar ki bir direniş olmamıştır, hatta babalarını kendi elleriyle teslim edenler bile olmuştur…
Aradan bir süre geçtikten sonra, Sultan “kırk ile elli yaş arasındakileri deniz kenarına toplayın” der, toplarlar.
Sultan; “Size üç gün süre. Üç gün sonra geleceğim bana kumdan tespih yapacaksınız eğer beceremezseniz hepinizin başı kesilecek” der.
Bir gün geçer, kumdan tespih yapmak ne mümkün.
İkinci gün geçer, hiç bir şey yapılamaz.
Üçüncü günün akşamı, babasını sakladığını bile, ölüm korkusundan unutan genç adam, koşar babasının yanına
durumu anlatır…
Yaşlı babası ona bir fikir vermiştir.
Süre bitmiştir.
Deniz kenarına toplanırlar Ortada tespihten eser yoktur. Cellatlar hazırdır.
Ahâli korku içinde kimisi eşinin, kimisi babasının, kimisi abisinin, kimisi en yakınının infaz kaygısı içinde…
Sultan alana infaz emri için gelir. “Verilen süre doldu görevi yerine getiremediniz” der ve tam cellatlara infaza başlayın diyecek iken;
Babasını gizleyen adam,
Sultana tüm ahalinin duyacağı ses tonuyla seslenir; “Sultanım biz bu görevi yerine getirirdik, lâkin bir sorun niye getirmedik” der. Sultan; Olmayacak bir şeyin cevabı da olamayacağını bildiği için, alaycı bir edayla “neden” der.
Genç adam cevap verir. “Sultanım biz çok düşündük kumdan tespih taneleri yapmak zor değil. Lâkin bunun İmâmesi nasıl olacak?
Sultanımız ya beğenmezse… Siz bu konuda tüm diyarın en iyisisiniz. İmameyi siz varken bizim yapmamız ne haddimize… Siz İmameyi yapın biz de taşları etrafına hemen diziverelim” der.
Sultan çok zor durumda kalmıştır.
İnfaz emrini veremez mecburen “tamam sizleri afettim” demek zorunda kalır. Döner kurmaylarına; “Ulan şerefsizler hani hepsi ölmüştü bunların?
Saklanan tecrübeli birini gözden kaçırmışsınız!” der…
Devlet Büyüklerimiz ne diyor;Ey yaşlılar siz bize lazımsınız, sizin sağlığınız bizim için önemli, ne olur korona virüsü var evinden çıkma..
Gençler, dikkatli olun sizde bize lazımsınız ortalıkta virüs var.
Kalın sağlıcakla, selam ve dua ile…
(Mehmet Özler yazdı..www.özler haber.com)